Sevgili Öğrenciler,

Biz yetişkinlerin çoğu, şimdi sizin yaşınızda olsaydık, daha çok haz alırdık öğrencilikten. Çünkü bizim öğrencilik zamanımıza göre bilginin olanakları şimdi daha fazla, bilmek için harcanan zaman daha kısa ve zevkli.

Ayrıca, eğitimde değişen yöntem ve anlayış da biz yetişkinleri imrendirecek boyutlarda bugün. Öğrendiğimiz bilgi, öğrenmeyi gerçekten arzu ettiğimiz bilgi oluyorsa, o bilgi unutulmuyor. Böylece seçtiğimiz meslek de gerçekten yapmak istediğimiz meslek oluyor. Kimsenin zorlamadığı bir ortamda, yeteneğimiz ve isteğimiz doğrultusunda seçim yapabilmek en büyük özgürlüktür.

İnsan büyüdüğünde, öğretmenin ve okulun yaşamındaki en büyük olanak olduğunu öğreniyor. Öğretmenlerimiz bizi insanlığın bilgi mirasıyla buluşturdukları gibi, yaşamdaki başarımızın yollarını da öğretiyorlar.

Ülkemizi sizin yetişkin çağınızın uygarlık düzeyine ulaştırmak, dahası, o hızla gelişen uygarlığın kurucu bireyleri olmanızı sağlamak, eğitimimizin idealidir. Atatürk’ten bize miras kalan bu ideal, ülkemizin de güvenli ve mutlu geleceği demektir. Bilgi, her bireyin mutluluğunun da koşuludur. Çünkü bilgiyle ufkumuz genişler, dünyamız zenginleşir, mutluluğumuz artar. Bilgimiz, biriktireceğimiz en büyük, en güzel ve başkalarıyla zevkle paylaştığımız hazinemizdir.

Öğrenmek, düşünmeyi öğrenmektir gerçekte. Sizin yaşınızda bu kuralı bilmek ve uygulamak, başarı yolunu daha da kısaltmakta, zamanı daha da verimli değerlendirmemizi sağlamaktadır. Çünkü, insan, düşünebiliyor, düşündüğünü tasarlayabiliyor ve onu planlayıp uygulayabiliyor olmasıyla tanımlanır.

Düşünmek aslında yalın bir yöntemdir. Her şeyi karşıtıyla birlikte düşünmeyi ilke edinmektir. Bu nedenle soru sormak, irdelemek, araştırmaktır. Kötü varsa iyi, yanlış varsa doğru, sorun varsa çözüm var; ya da tersi. Karşıt kavramlar birbirlerinin varlık nedenidir. Her şey birbiriyle ilişkili, bir etkileşim ortamında gelişir ve değişir; bu değişimi süreç içinde görmeye, anlamaya, yorumlamaya ve yaşamaya çalışılmalıdır.

İnsan aklının insancıl olan her sorunu anlayabileceğine, onu çözebileceğine inancımızı yitirmedikçe düşünmeye yöneliriz. Bu duyguyla, bizden önceki her bilim insanının, her sanatçının, her düşünürün eseri, çözüm için bir adım olarak görünür, ancak bu duyguyla her insan emeğinin değeri bilinebilir.

Biz eğitimcilerin bütün çabası, okulunuzu, size güven duygusu aşılayan, öğretmen ve arkadaşlarınızla sevgi ve özgürlük ortamında, her türlü araç-gerece sahip biçimde eğitim yapabileceğiniz bir ortam olmasını sağlamaktır. Size ilgi ve yeteneklerinizi keşfetmenize yardımcı bir okul ortamı sunabilmek, eğitimciliğimizin başarısı ve mutluluğudur.

İnanıyorum ki, başarılarınız ülkemize önemli katkılar sağlayacak ve biz de sizinle gurur duyacağız.

En içten başarı dileklerimle,

Prof. Dr. Mehmet HABERAL
Başkent Üniversitesi Kurucu Rektörü